İnsan bedeni, hastalıklara karşı bir savunma sistemiyle donatılmıştır ve doğal olarak kendi kendini yenileme ve iyileştirme yeteneğine sahiptir.
Bağışıklık sistemi, patojenleri ve tümör hücrelerini belirleyerek onları ortadan kaldıran ve bedenimizi hastalıklardan koruyan oldukça karmaşık, ancak son derece uyumlu çalışan bir yapıdır.
Birçok hastalık bağışıklık sistemindeki bozukluklardan kaynaklanır. Diğer bir ifadeyle ancak bağışıklık sistemimiz yeterince iyi çalışır durumda ise hasta olmamak ya da hastalıkları kolayca yenmek mümkündür. Bağışıklık yetmezliği; bağışıklık sisteminin normalden daha az etkin olmasından kaynaklanır; ayrıca tekrarlayan, kısa sürede iyileşmeyen ve yaşamı tehdit eden enfeksiyonlara yol açar.
Kaynağı ne olursa olsun; organik/ inorganik, bedensel/ruhsal ya da fiziksel/kimyasal tüm toksinler bedenimizi adeta bir yangın yerine çevirir. Toksinlerin bedenimiz üzerindeki etkileri uzun süre baskılansa da toksin birikimi arttıkça zamanla bazı sağlık sorunlarını tetikler. Bu sorunların sebebi; yangısal süreçlerin, tıp dilindeki adıyla enflamasyonların, bedenin ve ruhun konforunu bozacak pek çok olayı başlatmasıdır. Kısacası, bedenimizde toksin yükünün artması sağlığımızın bozulması anlamına gelir.
Bedenimizdeki toksinler, alerjenler ya da stres faktörleri bağışıklık sisteminin dengesini bozar. Böyle durumlarda bağışıklık sistemi yeniden güçlendirilmelidir.
Bedeninizi İzleyin
Bedeninizde tolere edebileceğinizden daha fazla toksin birikmişse, bazı işaretleri iyi izlemelisiniz. Bedeninizin toksin yükü arttıysa ve mücadelenin şiddetlendiğini hissediyorsanız arınma zamanının geldiğinden emin olabilirsiniz: Egzama ve benzeri cilt sorunları, döküntüsüz kaşıntılar, sık tekrarlayan aft ve uçuklar, tekrarlayan soğuk algınlıkları ve/veya üst solunum yolu enfeksiyonları, cinsel isteksizlik ya da yetersizlik, halsizlik, uyku sorunları, baş ağrısı, iştahsızlık ya da aşırı yeme eğilimi, konsantrasyon güçlüğü, öğrenme zorluğu, unutkanlık, öfke kontrolünde bozulma veya depresyon işaretleri, şişkinlik, kabızlık veya ishal atakları, gastrit, reflü benzeri yakınmalar, gıda alerjileri ve bunlara benzer belirtiler.
Toksin yükü arttıkça bağışıklık sistemi alarm durumuna geçebileceğinden hastalıklar artabilir ya da bu hastalıklar önceden varsa sıklıkla alevlenebilir. Eğer enflamasyonlar damar sisteminde oluşmuş ise damar yapısı bozulup sertleşmeye, içinde plaklar oluşmaya başlar. Beyin dokusuna yerleşmişse hafıza kaybıyla sonuçlanabilen olumsuzluklar ortaya çıkar. Yağ hücrelerine yerleştiğinde kilo artışı ya da obeziteye sebep olur.
Yaşlanma ile baş etmenin en etkili yöntemi, ilk olarak düzenli bir Alkali Beslenme Programı ile toksik kalıntı biriken bedenin tüm organ ve dokularının arındırılması, devamında yıpranmış ve fonksiyonları yetersizleşmiş organların onarılması ve son olarak da bedenin bir bütün olarak yeniden yapılandırılmasıdır. Daha önemlisi ise, bu durumun süreklililiğinin sağlanmasıdır.
Mealkaline Alkali Beslenme Paketlerimizle yaşlanma sürecinin hızı durdurulabilir, daha da ötesinde önemli oranda gençleşme sağlanabilir.
Hastalandığınızda, dışarıdan alınan sentetik/kimyasal ilaçlar, bedeninizin doğuştan sahip olduğu yeteneklerle yapabileceği doğal iyileştirmenin yerini tutamaz. Kaldı ki günümüzde hastalıkların en önemli sebebinin gıdaların doğallığını bozan katkı maddeleri, ilaçlar ve koruyucular olduğu bilinmektedir.
Bedeniniz, hastalıkları içsel potansiyelini kullanarak önleyebilir veya iyileştirebilir. Ancak, bunun için önce bedeninizin kendi gücünü kullanmasına olanak verecek koşulları yeniden sağlamanız gerekir. Sonrasında ise hastalanan organ ya da sistemi onarıp yenileyen destekleyici yöntemler uygulanmalıdır.
